Konuşma Sesi Bozuklukları
Konuşma sesi bozlukları (KSB); konuşma seslerini üretmede, algılamada ve/veya dili kurallarına uygun bir şekilde kullanmada yaşanan güçlükler sonucu konuşmanın anlaşılırlığının etkilenmesidir. Pediyatrik grupta yaygın olarak görülmektedir. Çocuklar konuşmayı öğrenme aşamasında kelimeleri veya harfleri söylerken bazı doğal hatalar yapabilir. Bu hatalar dil gelişiminin bir parçasıdır. 4-4,5 yaş üstü çocuklar hala hata yapmaya devam ediyor ise bu durum anlaşılırlık düzeyini etkiler. Konuşma anlaşılırlık seviyelerinin yaşa bağlı oranları aşağıda verilmiştir:
12-18 ayları arasında %25 anlaşılırlık
3 yaşında- %50 anlaşılırlık
4 yaşında-% 75 anlaşılırlık
5 yaşında-%100 anlaşılırlık
Konuşma sesi bozuklukları temelde 2 ana başlık altında ayrılır;
A) Fonksiyonel (nedeni bilinmeden) Bozukluklar
- Artikülasyon Bozuklukları
Artikülasyon; ses, hece ve sözcüklerin oluşması anlamına gelir. Havanın ses tellerinden geçtikten sonra ağızda dil, dişler, damak ve çene yardımıyla biçimlendirilerek sesin, hece ve kelimelerin oluşmasıdır. Artikülasyon bozukluğu; bu hedeflenen ses, hece veya kelimelerin yanlış üretilmesidir. Bu Aşağıda artikülasyon bozukluğu ile ilgili örnekler verilmiştir.
Sesleri birbirin yerine kullanma/ yerlerini değiştirme: kapı-tapı resim-yesim
Hece atma: Araba – aba
Yeni ses ekleme: kamyon- kamuyon
Araştırmalara göre, 6 yaş grubundaki çocuklarda %2-3 oranında görülen artikülasyon bozukluğu, 18 yaşında %0.5’e düşmektedir. Yine de tedbir amaçlı çocuklarda anlaşılırlık sorunu yaşına uygun seviyede gözlenmiyor ise bir dil ve konuşma terapistine başvurulması önerilmektedir. Aşağıda ünsüz seslerin yaşlara göre edinim tablosu verilmiştir.
- Fonolojik Bozukluklar
Fonolojik bozukluklar; konuşma için ihtiyaç duyulan seslerin tamamını ya da bir kısmını üretme yeteneğinin tam olarak gelişememesidir. Kelime seslerini, kelime oluşturmak için kendi yaşıtlarının seviyesinde kullanamazlar. Kullandıkları farklı konuşma seslerinin sayısı azdır, konuşma seslerinin hecelerle birleştirilmesi ve kelime düzeyinde kullanılması noktasında yetersiz kalırlar. Kelimeleri kullanırken bazı sesleri düşürür, bazılarının ise yerini değiştirirler. Artikülasyon bozukluğunda sesi üretememe sebebi; hedef sesin çocuğun ses dağarcığında olmaması iken fonolojik bozuklukta hedef ses çocuğun ses dağarcığında bulunur. Fakat çocuk sesi yanlış yerde ve biçimde kullanır. Aşağıda fonolojik bozukluk ile ilgili örnekler verilmiştir.
“Kitap” yerine “kipat”
“ayakkabı” yerine “ayapkarı”
“Kamyon” yerine “kaymon”
B) Organik Temelli (edinilmiş, nedeni bilinen) Bozukluklar
- Duyusal/Algısal Problemler
Çocukta işitme kaybı, zihinsel engel gibi duyu ya da algıyla ilgili herhangi bir durum bulunuyor ise dil gelişimi etkilenir. Çocuğun yaş seviyesine uygun dil becerilerini edinememesi, alıcı ve ifade edici dilde yaşıtlarından geri kalmasına neden olur. Bu tür bozukluklara sahip çocuklar; bozukluğun türüne, bozukluğun şiddetine, çocuğun yaşına ve becerilerine uygun olan dil ve konuşma terapisi planına göre özel eğitim almalıdır
- Yapısal Problemler
Doğuştan gelen; dudak/damak yarıkları, orafasiyel (yüz) anormallikler, travma veya ameliyata bağlı bozukluklar yapısal probleme bağlı konuşma sesi bozukluklarına örnektir. Konuşma için gerekli olan artikülatör organların (ağız, diş, dudaklar, dil vb.) yapısındaki bu farklılıklar harflerin doğru sesletilememesine neden olur. Bu durumda artikülasyon bozukluğu söz konusudur.
- Motor/Nörojenik Kökenli Problemler
Konuşma eylemi, beyinde bulunan merkezi sinir sistemi ile vücuttaki duyulara dağılan çevresel sinir sisteminin birlikte ve uyumlu bir şekilde çalışmasıyla gerçekleşir. Merkezi sinir sisteminde bir aksaklık durumu söz konusu ise bu durum nörojenik kökenlidir. Eğer konuşma eyleminin beyinde oluşumunda sorun yok, duyulara ulaşma kısmında sorun veya aksaklık var ise bu durum motor kökenlidir. Motor ve/veya nörojenik kısımda oluşan bu sorunlar konuşma bozukluklarına neden olur. Dizartri ve apraksi bu durumlara bağlı olarak oluşur. Apraksi; konuşma eyleminin beyinde planlanamama sorunu, dizartri ise planlanan konuşma eyleminin duyulara iletilirken yaşanan aksama olarak tanımlanabilir.
Okul öncesi çocukların %10-15’inde, okul çağındaki çocukların %6’sında konuşma sesi bozukluğu görülmektedir. Türkiye’de yapılan araştırmalarda yaygınlık oranı %5.6 olarak bulunmuştur. Bu çocukların 2/3’sinin erkek olduğu bilinmektedir. Erken müdahale her alanda olduğu gibi konuşma sesi yaşayan çocuklarda da çok önemlidir. Yaşla birlikte gelen farkındalık, sosyal çevrede yaşanan zorluklar özgüven düşüklüğüne sebep olmaktadır. Bu düşüklük, akademik beceriyi önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle çocuğunuzda yukarıda açıklanan durumlardan birini veya bir kaçını gözlemliyorsanız dil ve konuşma terapistine başvurunuz.
Nurgül UĞURLU
Dil ve Konuşma Terapisti